5 Mart 2010 Cuma

Fırtına 'sonrası' sessizlik...


Yaklaşık iki saatlik bir uğraşın ardından burada bir hesap oluşturmayı ve yazı yazacak kıvama gelmeyi başardım. Teknolojik kavramların hayatımıza girmesiyle birlikte bazı şeylere ne kadar geç kaldığımızı, öğrenmekle uygulamak arasındaki sıkışmadan anlıyoruz. Twitter, Blogger, Facebook gibi kavramların günlük hayatımıza yerleştiği, bunların su içmek gibi sıradan olduğu bir zamanda bile böyle bir adımı atmak "ay"a ayak basmak kadar zormuş.
Henüz işleyiş hakkında bir bilgim yok...
Bir yerlere girip çıkıyorum ama neyi nasıl yaptığımı bilmiyorum. Dolayısıyla gittiğim yerden geri dönüşümü gerçekleştirmek için izlediğim yolu kaybetmemeye, tabiri caizse arkamda iz bırakmaya çalışıyorum. Aksi halde bu bilişim teknolojisinin fiberoptik otobanlarında "köprüden önceki son çıkışı" es geçip kaybolmak işten bile değil.
Bazılarının kaybolma özürlü olduğunu bildiğinden olsa gerek, "blogger" bazı konularda kendi insiyatifini kullanarak yardımcı olmaya çalışıyor bizlere. Bunun en güzel örneğini hesap oluştururken gördüm. Hiçbir şey yazmadığım halde sayfanın başlığı "Kusursuz Fırtına" olarak çıkıverdi önüme.
Şaşırdım tabii... Severek izlediğim ve okyanusun dev dalgaları arasında yaşama mücadelesi veren bir grup denizcinin hikayesini anlatan bir filmin adıydı bu aynı zamanda.
Sonra da sevindim.
Güzel bir tanımlamaydı bu, belki kişiye özel belki de genelin içinden sıyrılarak kaybolmaya meyilli olanların halet-i ruhiyesini telepati yoluyla okuyup "yağmurun", "rüzgarın" ve tabii "fırtınanın" kusursuzluğunda güzel bir sürüklenişe kapı açmaktan kaynaklanıyordu. İyi güzel de, şimdi ben neredeyim?
Ve buradan nereye gideceğimi hala bilmiyorum... Gitmek mesele değil, geri nasıl döneceğim o da belli değil. Kendimi çok katlı bir otoparkın içinde kaybolmaya meyilli bir zavallı gibi hissederken etrafa bakınıyor ve "Şu anda bulunduğunuz yer Mavi kat" kabilinden işaretler arıyorum. Güzel bir günün ardından hava yavaş yavaş kararırken "Görmemişin blogger'ı olmuş, bu ne diye karıştırıp durmuş" diye söylenerek yerimden kalkıyorum...

1 yorum: